Aile oturma izni, diğer adıyla aile ikamet izni, bu içeriğimizin ana konusunu oluşturmaktadır. Öncelikle ikamet izninin ne anlama geldiğini tanımlayacak, ardından ikamet izni türlerine değineceğiz. Bununla birlikte, ikamet izni muafiyetine ilişkin durumları sıralayıp “aile ikamet izni nedir?” sorusunu detaylı biçimde yanıtlayacağız. Aile ikamet izni şartları ve bu iznin hangi nedenlerle iptal edilebileceği gibi konular da açıklığa kavuşturulacaktır. Ayrıca anlaşmalı evlilik durumlarında aile oturma iznine dair önemli bilgiler aktarılacaktır. Başvuru sürecinin detaylarını ele aldıktan sonra, yurt içinden başvuru yapabilecek kişilerin kimler olduğunu da ayrı başlık altında listeleyeceğiz.
Anayasa’nın 23. maddesinde yerleşme ve seyahat özgürlüğü ile ilgili hükümler bulunmaktadır. Bu maddeye göre herkesin yerleşme ve seyahat hakkı vardır. Aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne ek 4 No’lu Protokol'de de benzer şekilde bu özgürlüğe yer verilmiştir. Ancak, ilgili hakların yabancılar açısından sınırlandırılması kanunen mümkündür. Bu sınırlamalardan biri de ikamet iznidir. İkamet izinleriyle ilgili tüm düzenlemeler, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu kapsamında ele alınmaktadır.
İkamet izni, yabancıların bir ülkede uzun süreli olarak yasal biçimde kalabilmelerine olanak sağlayan idari bir izin türüdür. Bu izin sayesinde yabancı uyruklu bireyler, belirli bir amaç doğrultusunda ülkede ikamet edebilirler. Aile ikamet izni ise, kişilerin aile üyeleriyle birlikte ülkede yaşamasına imkan tanıyan özel bir izin türüdür.
Akdemir Consulting, yabancılar hukuku alanında uzmanlaşmış avukat kadrosu ile vize başvuruları, ikamet izinleri, sınır dışı işlemleri ve vatandaşlık süreçlerinde profesyonel danışmanlık ve avukatlık hizmeti sunmaktadır. Bu alanda deneyimli avukatlarımız, başvuru ve takip süreçlerinde size rehberlik ederek tüm yasal işlemleri eksiksiz yürütmektedir. Detaylı bilgi almak ve birebir görüşme planlamak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
İkamet izni, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 3. maddesinde tanımlanmıştır. Bu tanıma göre, ikamet izni; yabancıların Türkiye'de kalabilmeleri için yetkili makamlar tarafından verilen resmi bir izin belgesidir.
Kanunun 19. maddesi uyarınca, Türkiye'de 90 günden fazla kalmak isteyen yabancı uyruklu kişilerin mutlaka ikamet izni almaları gerekmektedir. 90 günden kısa süreli kalışlarda ise yabancılar, geçerli bir vizeyle ya da vize muafiyeti kapsamında Türkiye’de bulunabilirler. Ancak bu sürenin aşılması durumunda ikamet izni alınmaması, kişinin ülkede yasal statüsünü kaybetmesine neden olacak ve sınır dışı edilme işlemleri başlatılacaktır.
6458 sayılı Kanunun 20. maddesi, belirli yabancıların ikamet izni almaktan muaf tutulabileceğini belirtmektedir. Bu maddeye göre, kanunda sayılan bazı yabancılar Türkiye'de ikamet izni almadan yasal olarak kalabilmektedir. Bu özel durumlara ilişkin detaylara “İkamet İzni Muafiyeti” başlığı altında yer verilecektir.
İkamet izni başvuruları genellikle yabancıların kendi ülkelerinde bulunan Türkiye konsolosluklarına yapılır. Ancak bazı özel hallerde, Türkiye'de bulunulması halinde başvurular valilikler aracılığıyla da gerçekleştirilebilir. Bu istisnai başvuru koşulları ve süreçleri, ilgili başlık altında ayrıntılı olarak açıklanacaktır.
6458 Sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun 20. maddesi kapsamında bazı yabancı uyruklu kişiler Türkiye'de ikamet izni almaksızın kalabilirler. Aşağıda bu muafiyet halleri özetlenmiştir:
Vizeyle Veya Vize Muafiyetiyle Giriş Yapanlar
Türkiye’ye vize alarak veya vize muafiyeti kapsamında giriş yapan kişiler, en fazla 90 gün süreyle ülkede kalabilirler. Bu sürenin aşılması durumunda mutlaka ikamet izni başvurusunda bulunulması gerekmektedir.
Vatansız Kişiler
Hiçbir ülkenin vatandaşı olmayan ve vatansız kimlik belgesi sahibi olan kişiler, ikamet izni almaksızın Türkiye'de bulunabilirler.
Diplomatik Görevliler
Türkiye’de görev yapan elçilik ve konsolosluk personeli, görev süreleri boyunca ikamet izni alma zorunluluğundan muaftır.
Diplomatik Görevlilerin Aile Üyeleri
Elçilik ve konsolosluk görevlilerinin aile bireyleri de görev süresince ikamet izni muafiyetinden yararlanabilir. Ancak bu durumun Dışişleri Bakanlığı’na resmi olarak bildirilmesi zorunludur. Aksi takdirde muafiyet uygulanmaz.
Uluslararası Kuruluş Personeli
Uluslararası kuruluşlar tarafından Türkiye'de görevlendirilen yabancı çalışanlar da ikamet izni almakla yükümlü değildir. Bu durum, ilgili uluslararası anlaşmalarla güvence altına alınmıştır.
Uluslararası Anlaşmalarla Muaf Tutulan Yabancılar
Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler kapsamında bazı yabancılar, ikamet izninden muaf tutulabilir. Bu kişilerin durumu, söz konusu anlaşmalarda açıkça belirtilmiştir.
Türk Vatandaşlığından İzinle Çıkanlar
5901 Sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 28. maddesi uyarınca, izinle Türk vatandaşlığından çıkan kişiler ikamet izni almak zorunda değildir. Bu kişiler, belirli haklarını korumaya devam ederek Türkiye’de ikamet edebilirler.
Uluslararası Koruma Statüsüne Sahip Olanlar
6458 Sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 76. ve 83. maddelerine göre uluslararası koruma başvurusunda bulunan veya bu statüye sahip olan yabancılar, Türkiye’de bulundukları sürede ikamet izni alma yükümlülüğünden muaftırlar.
İkamet izni muafiyet hakkı sona eren bazı yabancı kişiler, Türkiye’de bulunmaya devam etmek istiyorsa valiliklere başvuru yapmalıdır. Bu kişilerin, muafiyet süresi sona erdikten sonra en geç 10 gün içerisinde başvurularını tamamlamaları gerekmektedir. Aksi halde ülkede yasal olarak kalamayacaklardır.
6458 Sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nda yer alan düzenlemeye göre, yabancılar ülkede kalma amaçlarına uygun olarak çeşitli ikamet izni türlerinden birine başvuru yapabilmektedir. Bu izin türleri Kanun’un 30. maddesinde tanımlanmıştır. İkamet izni türleri şunlardır:
Kısa Dönem İkamet İzni
Aile İkamet İzni
Öğrenci İkamet İzni
Uzun Dönem İkamet İzni
İnsani İkamet İzni
İnsan Ticareti Mağduru İkamet İzni
Bu yazıda özellikle aile ikamet izni konusuna odaklanacağız; bu nedenle diğer türlere ilişkin detaylara yer verilmeyecektir.
Akdemir Consulting, ikamet izinleri konusunda uzman avukat kadrosu ile müvekkillerine profesyonel hukuki danışmanlık hizmeti sunmaktadır. Avukatlarımız, yabancı müvekkillerin Türkiye’deki ikamet süreçlerini titizlikle takip etmekte ve yönlendirmektedir. Hizmetlerimizden yararlanmak için bizimle iletişime geçebilir, hemen bir randevu oluşturabilirsiniz.
Aile ikamet izni, Türkiye’de yasal olarak ikamet eden bir yabancının eşi ve bakmakla yükümlü olduğu aile bireylerine verilen ikamet izni türüdür. Bu izin, esasen aile birliğini korumaya yönelik olup, başvuru doğrudan başvuranın destekleyici konumundaki kişinin ikamet iznine dayanır.
6458 Sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 34. maddesi, aile ikamet izninin kapsamını ve başvuru şartlarını ayrıntılı olarak düzenlemiştir. Uygulamada bu izin türü, aile birleşimi veya aile oturma izni olarak da adlandırılmaktadır.
İlgili kanun maddesine göre aile ikamet iznine başvurabilecek kişiler, aşağıda belirtilen durumdaki yabancıların eş ve çocuklarıdır:
Aile ikamet izni alabilecek kişiler, 6458 Sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 34. maddesinde açıkça belirtilmiştir. Buna göre aşağıda yer alan kişiler aile ikamet izni başvurusu yapabilir:
5901 Sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 28. maddesi kapsamında yer alan, çıkma izni alarak Türk vatandaşlığından çıkan kişiler
Türkiye’de ikamet izni bulunan yabancılar ve mülteciler
Aile ikamet izni alabilecek yakınlar ise şunlardır:
Yabancı eş
İkamet izni sahibinin veya eşinin çocuğu
İkamet izni sahibinin veya eşinin bağımlı çocuğu
Kanunun 34. maddesine göre, çocuk kavramı geniş bir şekilde tanımlanmıştır. Bu kapsamda, eşin çocukları da aile oturma izni alabilir. Ayrıca yalnızca reşit olmayan çocuklar değil, reşit olup bakıma muhtaç bağımlı çocuklar da aile ikamet izninden yararlanabilir.
6458 Sayılı Kanun’un 3. maddesi uyarınca, destekleyici konumundaki kişi, ülkeye aile birliği amacıyla gelen yabancıların tüm masraflarını karşılamakla yükümlüdür.
6458 Sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 34. maddesinin 1. fıkrasına göre, aile ikamet izni en fazla 3 yıl süreyle verilebilir. Ayrıca bu izin süresi, destekleyici kişinin mevcut ikamet izni süresini hiçbir şekilde aşamaz.
Destekleyici kişi, vatandaşı olduğu ülkenin hukukuna göre birden fazla eşle evli ise, sadece bir eşe aile oturma izni verilebilir. Hangi eşin bu izni alacağına destekleyici karar verir. Ancak diğer eşlerden olan çocuklar için böyle bir sınırlama yoktur; tüm çocuklar aile oturma izni alabilir.
Eğer çocukların ülke dışında ortak velayete sahip anne veya babası varsa, ikamet izni başvurusu için her iki ebeveynin muvafakati zorunludur.
Aile oturma izni sahibi çocuklar, ayrıca öğrenci ikamet izni almaksızın Türkiye’de ilk ve ortaöğretim hakkına sahiptir.
Belirli şartların oluşması durumunda aile ikamet izni, kısa dönem ikamet iznine dönüştürülebilir:
En az üç yıl aile ikamet izniyle Türkiye'de bulunan ve 18 yaşını geçen kişiler, kısa dönem ikamet iznine başvurabilir.
Yabancı eş, destekleyici ile boşanması durumunda, Türkiye’de en az üç yıl ikamet etmişse aile oturma izni kısa dönem ikamet iznine dönüşebilir.
Ancak aile içi şiddet nedeniyle mahkeme kararı ile boşanma gerçekleşmişse, üç yıllık süre şartı aranmaz.
Destekleyici kişinin vefatı durumunda da aile oturma izni sahipleri, süre şartı aranmaksızın kısa dönem ikamet izni başvurusu yapabilir.
Aile oturma izni başvurusu yapabilmek için belirli şartların yerine getirilmesi gerekir. Bu şartlar, 6458 Sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 35. maddesinde hem destekleyici hem de başvuru sahibi için ayrı ayrı düzenlenmiştir.
Destekleyici kişinin aile ikamet izni başvurusunda sahip olması gereken şartlar şunlardır:
Ailede bulunan kişi başına asgari ücretin en az üçte biri kadar, toplamda en az asgari ücret kadar aylık gelire sahip olunmalıdır. Aksi takdirde Göç İdaresi Genel Müdürlüğü başvuruyu reddedecektir.
Destekleyici, ailenin barınma ihtiyaçlarını karşılayabilecek koşullara sahip olmalı ve tüm aile bireylerinin sağlık sigortasına sahip olması gerekmektedir. Bu şartlar sağlanmazsa başvuru reddedilir.
Son beş yıl içinde aile düzeni aleyhine işlenen suçlar nedeniyle kesinleşmiş bir cezası bulunmamalıdır. Aksi durumda başvuru reddedilir.
Destekleyici, en az 1 yıl süreyle Türkiye’de ikamet etmiş olmalıdır.
Adres Kayıt Sistemi’ne kayıtlı olmalıdır.
Yukarıdaki şartları sağlamayan destekleyici adına yapılan aile oturma izni başvuruları, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından reddedilecektir.
Aile ikamet izni başvurusu yapacak yabancıların yerine getirmesi gereken şartlar ise şunlardır:
Yabancı, aile ikamet izni alma hakkına sahip olduğunu belgeleyen bilgi ve belgeleri sunmalıdır. Bu kişilerle ilgili detaylı bilgi için “Aile İkamet İzni Nedir?” başlığına bakabilirsiniz.
Yabancı, destekleyici ile birlikte yaşama niyetini belirtmelidir.
Destekleyici ile evlenme amacı yalnızca aile ikamet izni almak olmamalıdır. Yalnızca izin almak amacıyla yapılan evlilikler tespit edilirse başvuru reddedilir.
Yabancı eşin en az 18 yaşında olması gerekmektedir.
Hem destekleyici hem de başvuru sahibi bu şartları yerine getirmelidir. Şartlar sağlandığında Göç İdaresi Genel Müdürlüğü aile ikamet izni başvurusunu kabul edecektir.
Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, başvuruyu değerlendirirken bazı durumların varlığı halinde aile oturma izni talebini reddedebilir, devam eden izinleri iptal edebilir veya süre sonunda uzatmayabilir.
6458 Sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 36. maddesine göre bu haller şunlardır:
Destekleyicinin veya başvuru sahibinin şartları yerine getirmemesi. Başlangıçta sağlanan şartlar sonradan ortadan kalkarsa, Göç İdaresi izin belgesini iptal eder veya süre uzatımı yapmaz.
Yabancının, aile oturma izni şartlarını kaybettikten sonra kısa dönem ikamet izni alamaması.
Sınır dışı kararı veya ülkeye giriş yasağı verilmesi. Bu durumda başvuru reddedilir veya mevcut izin iptal edilir.
İzin belgesinin amacı dışında kullanılması.
Aile oturma izni başvurularında anlaşmalı evlilik tespiti halinde, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü başvuruyu reddedecektir.
6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 37. maddesine göre, valilikler, evliliğin gerçek olup olmadığı konusunda makul şüphe taşırsa durumu araştırmakla yükümlüdür.
Eğer ikamet izni alma amacıyla evlenildiği tespit edilirse, aile ikamet izni verilmez. Ayrıca mevcut izni olanlar için de iptal işlemi uygulanır. Belge sahibi, iznini uzatmak istese dahi başvurusu kabul edilmez.
İkamet izni başvurusu 6458 sayılı Kanun’un 21. maddesi uyarınca düzenlenmiştir:
Yabancı kişi, başvurusunu şahsen ya da vekaleten konsolosluklara yapmalıdır.
Başvuru, kişinin vatandaşı olduğu ya da yasal olarak bulunduğu ülkedeki Türk konsolosluğuna yapılmalıdır.
Pasaportun, talep edilen ikamet süresinden en az 60 gün uzun olması gerekmektedir.
Eğer başvuruda eksik belge veya bilgi tespit edilirse, değerlendirme ertelenir ve eksiklikler başvuru sahibine bildirilir.
Konsolosluklar, sadece başvuruları alır ve görüşleriyle birlikte Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’ne iletir. Kararı veren kurum yine Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’dür.
Madde 21/4: İkamet izni belgeleri konsolosluklar tarafından düzenlenir.
Madde 21/5: Başvurular en geç 90 gün içinde sonuçlandırılmalıdır.
Madde 21/6: Red kararları, başvuru sahibine konsolosluk tarafından tebliğ edilir.
Madde 21/7: Başvurular aracı kurumlar üzerinden de yapılabilir.
6458 sayılı Kanun’un 22. maddesi, bazı yabancıların valiliklere doğrudan başvuru yapabileceğini düzenlemektedir. Bu kişiler şunlardır:
Adli veya idari makamların kararıyla ikamet izni alması gereken yabancılar.
Türkiye'den çıkması mümkün olmayan yabancılar.
Uzun dönem ikamet izni başvurusu yapacak kişiler (en az 8 yıl Türkiye'de ikamet etmiş olmalıdır).
Öğrenci ikamet izni başvurusu yapacak yabancılar.
İnsani ikamet izni başvurusu yapacak kişiler.
İnsan ticareti mağdurları.
Aile ikamet izni sahibiyken kısa dönem ikamet iznine geçmek isteyenler.
Türkiye'de doğmuş ve ikamet izni sahibi ebeveynlerin çocukları.
İkamet izni süresi dolmuş olup, başka bir sebeple yeniden ikamet izni başvurusu yapmak isteyenler.
İkamet izni muafiyeti sona ermiş yabancılar (Madde 20/2 uyarınca).
Türkiye’de yükseköğrenimini tamamlamış ve kısa dönem ikamet izni başvurusu yapmak isteyen yabancılar.
Yukarıda sayılan kişiler, konsolosluk aracılığına gerek kalmadan doğrudan valiliklere başvuru yapabilir.